Hediye, Bahşiş ve Etik Üzerine R. Bülent Tarhan - 12.03.2009


Katar Emiri Şeyh Hamad bin Halife Al Taninin bazı bürokratlara ve gazetecilere pırlantalı saatler hediye etmesi ile 'hediye' konusu yeniden tartışma gündeme girdi.   Basın Konseyi Üyeler Kurulu da, önümüzdeki ay toplanarak, Medya Etiği ve Hediyeler konusunu tartışacak. Tartışmalarda, medya dünyası için geçerli ölçütlerin saptanması amaçlanıyor. (Hasan PULUR, Milliyet, 07.03.2008) Bu arada belirtelim: Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatının Medyanın Bağımsızlığı ve Yolsuzlukla Mücadele konulu Taşkent Deklarasyonu da  medyanın yolsuzlukla mücadeledeki rolü konusunda önemli ip uçları  içeriyor. Dolayısıyla, Basın Konseyinin kararı, bu bağlamda da isabetlidir.




Platon, Devlet memurları hiçbir hediye almadan hizmet etmelidirler. Buna uymayanlar yargı kararlarıyla cezalandırıldığında cenaze merasimi yapılmadan gömülmelidirler demiş. Osmanlı Devletinde 1855 yılında yürürlüğe giren nizamname ile rüşvet sayılacak ve sayılmayacak hediyeler tespit edilmiştir. 1858 yılında ise, Fransız Ceza Kanunundan yararlanılarak yeni bir Ceza Kanunu yapılmış; bu Kanunda da rüşvet sayılan ve sayılmayan hediyeler ile ilgili hükümler yer almıştır.
Tarihsel süreç içinde ciddi bir etik sorunu olarak algılanan hatta koşulları oluştuğunda rüşvet kabul edilen hediye kavramı, yolsuzlukla mücadele ve kamu görevlilerinin davranış kurallarına ilişkin uluslararası belgelerde de hak ettiği önemde yer almaktadır.
Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesinde; Her Taraf Devlet () kamu görevlilerinin görevlerinin icrasına ilişkin olarak bir çıkar çatışması yaratabilecek nitelikteki () aldıkları hediye veya edindikleri faydaları ilgili makamlara bildirmeye zorunlu kılacak tedbirleri almaya ve sistemleri kurmaya çaba sarf edecektir denilmektedir. AVRUPA KONSEYİnin 11 Mayıs 2000 tarihli Kamu Görevlileri İçin Davranış Kuralları başlıklı belgesinde de  Hediyeler başlıklı bir düzenleme mevcuttur.  Burada sıralamaya gerek duymadığımız bir çok uluslararası belgede atanmış ve seçilmiş kamu görevlilerine verilecek hediyelere dair  yasaklar ve usuller düzenlenmiştir.



Ulusal metinlerde de hediye kabulü yasaklanmakta yada sınırlandırılmaktadır. Eyalet ölçeğinde dahi hediye alma kurallarıyla ilgili metinlere rastlanabiliyor. Federal Alman Cumhuriyeti Hessen Eyaleti Eyalet Çalışanlarınca Hediye ve İkram Kabul Edilmesine İlişkin  Yasak ve Düzenlemelere Dair Bilgi Broşürü buna örnektir.
 



Gerek kıta Avrupası, gerekse anglo-sakson ülkeleri  uygulamasında seçilmiş ve atanmış kamu görevlilerine hediye verilmesi olgusu öylesine önemlidir ki; bazen sadece verilen hediyeler değil, sağlanan diğer olanaklar da örneğin konaklama gibi- sorun olabilmektedir. Nitekim; İngiltere (eski) Başbakanı Tony Blair hakkında Le Cartier ve Montblanc kalemlerinin sahibi Alain Dominique Perinin Güney-Batı Fransadaki 15nci yüzyıla ait Lagrazette Şatosunda eşi Cherie ve üç çocuğuyla birlikte tatil yaptığı gerekçesiyle soruşturma açılmıştı. (Faruk Zapcı, Hürriyet, 27 Aralık 2004)



Ülkemiz mevzuatı ve uygulamasına göre; 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması ve Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Kanununun, üçüncü maddesi, mal bildiriminde bulunma zorunluluğu bulunanların ki bunların arasında Gazete sahibi gerçek kişiler ile, gazete sahibi şirketlerin yönetim ve denetim kurulu üyeleri, sorumlu müdürleri, başyazarları ve fıkra yazarlarıda var-  Türk uyruğunda olmayan herhangi bir özel veya tüzel kişi veya kuruluştan aldıkları on aylık net asgari ücret toplamını aşan hediye veya hibe niteliğindeki eşyayı kendi kurumlarına teslim etme zorunluluğunu getirmektedir.



657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 29 uncu maddesi ise, kamu görevlilerinin hediye kabul etmelerini herhangi bir istisna getirmeksizin yasaklıyor. Ancak bu yasaklamaya karşın  kamu görevlilerinin iş sahiplerinden hediye kabul etmeleri, hatta yönetici konumundaki kamu görevlilerine çok yüksek değerleri bulan hediyeler verilmesi neredeyse olağan hale gelmiştir. Kişi başı milli gelirin 7500 USD (TÜİK öyle diyor.) civarında olduğu bir ülkede asgari ücretin 10 katı değerinde hediyenin yasal ve makul  kabul edilmesi de, ayrıca tartışılmalıdır.



Kamu Görevlilerinin Etik Davranış İlkeleri Hakkında Yönetmelikin 15 nci maddesinde: Kamu görevlisinin tarafsızlığını, performansını, kararını veya görevini yapmasını etkileyen veya etkileme ihtimali bulunan, ekonomik değeri olan  ya da olmayan, doğrudan ya da dolaylı olarak kabul edilen her türlü eşya ve menfaat hediye olarak tanımlanmaktadır. Yine söz  konusu yönetmeliğe göre; Kamu görevlilerinin hediye almaması, kamu görevlisine hediye verilmemesi ve görev sebebiyle çıkar sağlanmaması temel ilkedir. İşte; gerek kamu görevlileri, gerekse gazeteciler gibi kamu hizmeti yapanlar için aslolan, bu tanım ve ilke çerçevesinde davranmaktır.



Son günlerin bahşiş, rüşvet tartışmalarına da değinmekte yarar var. Bahşiş, eski Türk Ceza Yasasında basit rüşvet olarak adlandırılan görevinin gereklerine uygun davranması için memura menfaat sağlanması fiiliin karşılığıdır. Yeni yasada basit rüşvete konu eylemin rüşvet suçu olmaktan çıkartılıp görevi kötüye kullanma suçunun kapsamına alınması; manifesto tanzimi, ruhsat ve tapu gibi işlemlerin yerine getirilmesi sırasında, arasına banknot sıkıştırılmış dosya sayısını eskisinden çok daha fazla arttıracaktır.


 
R.Bülent TARHAN (Hukukçu)


USİUD Hakkında

USIUD tamamen Türk mevzuatına göre kurulmuş ve tescil edilmiş bir dernektir. Bununla birlikte merkezi Amerika Birleşik Devletlerinin Texas eyaletinde bulunan ACFE (Association of Certified Fraud Examiners) adlı organizasyonun temsilcisi konumundadır.

İletişim Bilgileri

Atayol Plaza Kayışdağı Caddesi, No:45 Kat:5, 34750 Ataşehir - İstanbul - Türkiye

Telefon : +90 850 532 9064 | Faks : +90 216 706 0126